TANZİMAT EDEBİYATI İKİNCİ DÖNEM (1876-1895)

*"Sanat için sanat" görüşü benimsenmiştir.

*Sanatçılar, toplumu ilgilendiren konulardan uzaklaşarak bireysel konulara yönelmişlerdir. Bunda devlet yönetiminin aydınlar üzerindeki yoğun baskısının etkisi olmuştur.

*Dilde sadeleşme düşüncesi terk edilmiş, bi­rinci dönem sanatçılarına göre daha ağır bir dil kullanılmıştır.

*Şiirin konusu bu dönemde daha da genişletilmiştir.

*Recaizade Mahmut Ekrem, Abdulhak Hamit Tarhan, Samipaşazade Sezai, Nabizade Nazım ve Muallim Naci bu döneme damgasını vuran sanatçılardır.

*Bu dönem sanatçılarında romantizm, realizm ve natüralizmin etkileri görülür.

BU DÖNEMİN ÖNEMLİ SANATÇILARI

RECAÄ°ZADE MAHMUT EKREM  ( 1847-1914 )

       Tanzimat Edebiyatı ÅŸair ve yazarıdır. Recaizade Mahmut Ekrem, "Servet-i Fünun" dergisinin başına Tevfik Fikret'i getirerek "Edebiyatı Cedide" akımını hazırlar. Tanzimat ve Batı edebiyatı deÄŸerlerinin yayılmasına çalışır. Yeni Türk Edebiyatı'nın bilgileri ile kurallarını ortaya koymakla kalmaz; yenileÅŸme, Batı'lılaÅŸma hareketlerimizi, yeni edebiyat örnekleri ile, genç kuÅŸaÄŸa öğretip iÅŸler. "Araba Sevdası" ile realizmi romancılığımıza uygular. "Toplum için sanat" yerine "sanat için sanat"ı  ,"göz için kafiye" yerine "kulak için kafiye" yi savunur; "her güzel ÅŸey ÅŸiirdir" ilkesini benimseyerek, Türk ÅŸiirinin tema ve konusunu geniÅŸletir. Åžiirde "fikri,hissi,hayali" güzellikler arar. Edebiyat kuramcılığı, eleÅŸtiriciliÄŸi, roman ve komedi yazarlığı, ÅŸairliÄŸinden daha güçlüdür.

       ESERLERÄ°: Atala, Vuslat yahut Süreksiz Sevinç, Semsa, Araba Sevdası, Nijat Ekrem, Muhsin Bey, Çok Bilen Çok Yanılır.

ABDÃœLHAK HAMÄ°T TARHAN

    2 Ocak 1852’de Ä°stanbul’da doÄŸdu. Hekimbaşı Abdülhak Molla'nın torunu, tanınmış tarihçi ve Tahran Büyükelçisi Hayrullah Bey'in oÄŸlu. Kısa süre Rumelihisar Rüşdiyesi’ne devam etti. Yanyalı Tahsin Hoca ile Edremitli Bahaeddin Efendi'den özel dersler aldı. 1862’de 10 yaşındayken aÄŸabeyi ile birlikte Paris’e babasının yanına gitti. Bir süre Paris'te eÄŸitim gördükten sonra 1864'te Ä°stanbul'a döndü. Yaşının küçüklüğüne raÄŸmen Bab-ı Ali’de tercüme odasına katip olarak girdi. Bir yıl sonra Tahran BüyükelçiliÄŸi’ne atanan babasıyla birlikte Ä°ran’a gitti. Farsça öğrendi. Babasının 1867’de ölümü üzerine Ä°stanbul’a döndü. Maliye Mühimme Kalemi’ne girdi. Şûra-yı Devlet ve Sadaret kalemleri'nde çalıştı. 1871'de Fatma Hanım'la evlendi.1876'da Paris BüyükelçiliÄŸi Ä°kinci KatipliÄŸi'ne atandı. 1878'de görevden alındı, iki yıl açıkta kaldı. 1881'de Gürcistan'da Poti, 1882'de Yunanistan'da Golos konsolosluklarına, 1883'te Bombay BaÅŸkonsolosluÄŸu'na atandı. Bombay'dan gemiyle Ä°stanbul'a dönerken uÄŸradıkları Beyrut'ta eÅŸi Fatma Hanım'ı kaybetti. Bu ölümün sarsıntısıyla ünlü ÅŸiiri "Makber"i yazdı. 1886'da Londra BüyükelçiliÄŸi BaÅŸkatipliÄŸi görevine getirildi. londra'da Bayan Nelly ile evlendi. 1895'te Lahey'e elçi olarak gönderildi. Bir yıl sonra Brüksel elçiliÄŸine getirildi. Nelly'nin 1911'de ölmesinden sonra Ä°stanbul'da Cemile Hanım ile evlendi. Bu evlilik 20 gün sürdü. 1912'da Belçika asıllı Lüsyen Hanım'la evlendi. Aynı yıl görevden alınınca Ä°stanbul'a döndü. Meclis-i Âyan üyeliÄŸine getirildi. Ä°stanbul'un 1920'de iÅŸgal edilmmesi üzerine Viyana'ya gitti. Sıkıntı içinde yaÅŸadı. Ankara Hükümeti yurda dönmesini saÄŸladı. Cumhuriyet'in kuruluÅŸundan sonra kendisine maaÅŸ baÄŸlandı. Ä°stanbul Maçka Palas'ta bir daire verildi. 1928’de Ä°stanbul Milletvekili seçildi ve ölünceye kadar milletvekili olarak kaldı. 12 Nisan 1937’de Ä°stanbul’da öldü. Mezarı Zincirlikuyu’da. Åžiire 1870'lerde baÅŸladı. Ebüzziya Tevfik, Recaizade Mahmut Ekrem, SamipaÅŸazade Sezai, Namık Kemal gibi Tanzimat döneminin yeni edebiyatçıları arasında yer aldı. Yurtdışı görevleri nedeniyle Batı edebiyatçılarını yakından tanıdı, onların etkisinde kaldı. Divan edebiyatı nazım birimlerinin dışına çıkmayı denedi. Dize ve uyak düzeninde deÄŸiÅŸiklikler yaptı. Divan ÅŸiiri konularının dışına çıkmayı denedi. Åžiirlerine günlük yaÅŸamı, doÄŸa ve insan iliÅŸkilerini konu aldı. Lirik, epik ve felsefi ÅŸiirler yazdı. Manzum tiyatro oyunları da kaleme aldı. Ancak bunlar sahnelenmekten çok okunması amacıyla yazılmış oyunlardı. YaÅŸadığı dönemde Türk edebiyatının en büyük ÅŸairi sayıldı ve "Åžair-i Âzam" ya da "Dahi-i Âzam" unvanı verildi.

   ÅžÄ°Ä°R:Sahra (1879) , Ölü (1886) , Hacle (1886) , Bir Sefilenin Hasbihali (1886) , Bâlâ’dan Bir Ses (1911) , Validem (1913) , Ä°lham-ı Vatan(1918),Tayflar Geçidi (1919) , Ruhlar (1922) , Garâm (1923)

   OYUN: İçli Kız (1874) , Sabr ü Sebat (1875) , Duhter-i Hindu (1875) , Nazife yahut Feda-yı Hamiyet (1876, 1919) , Tarık yahut Endülüs Fethi (1879, 1970) , EÅŸber (1880, 1945) , Zeynep (1908) , Macera-yı AÅŸk (1910) , Ä°lhan (1913) , Tarhan (1916) , Finten (1918, 1964) , Ä°bn Musa (1919, 1928) , Yadigar-ı Harb (1919) , Hakan (1935)

SAMÄ°PAÅžAZADE SEZAÄ°

    1860’ta Ä°stanbul’da doÄŸdu. 26 Nisan 1936’da Ä°stanbul’da yaÅŸamını yitirdi. "SergüzeÅŸt" romanının yazarı. Babası Abdurrahman Sami PaÅŸa'nın konağında özel öğrenim gördü. 1880’de aÄŸabeyi Suphi PaÅŸa'nın başında olduÄŸu Evkaf Nezareti Mektub-i Kalemi'ne memur olarak girdi. Ertesi yıl Londra elçiliÄŸi ikinci katipliÄŸine atandı. Ä°ngiltere’de kaldığı 4 yıl boyunca Ä°ngiliz ve Fransız edebiyatlarını inceledi. Elçilikteki görevinden Ä°stifa edip Ä°stanbul’a döndü. Ä°stiÅŸare Odasına memur oldu. Ä°lk romanı "SergüzeÅŸt" yüzünden göz hapsine alındığını düşünerek 1901'de Paris’e gitti Jön Türkler'e katıldı. MeÅŸrutiyet’in ilanına kadar Paris'te kaldı. Ä°ttihat ve Terakki'nin Paris merkezinde görev yaptı. Örgütün yayın organı olan "Åžura-yı Ãœmmet" gazetesinde 2'nci Abdülhamit'in baskıcı rejimini eleÅŸtiren yazılar yazdı. 1908’de 2'nci MeÅŸrutiyet'in ilanından sonra Ä°stanbul’a döndü. 1909'da Madrid BüyükelçiliÄŸi'ne atandı. Birinci Dünya Savaşı baÅŸlayınca Madrit’ten Ä°sviçre’ye geçti, savaşın sonuna kadar burada kaldı. 1921’de emekliye ayrıldı ve Ä°stanbul’a döndü. YaÅŸamının son yıllarında kendisine, Büyük Millet Meclisi kararıyla "Hidamat-ı vataniyye tertibinden" maaÅŸ baÄŸlandı. Divan edebiyatına karşı çıkan Namık Kemal, Abdülhak Hamit Tarhan gibi yazarların etkisiyle Batı edebiyatına yöneldi. Alphonse Daudet'den esinlenerek yazdığı kısa öykülerle Batılı anlamda ilk gerçekçi ürünleri verdi. 1874'te "Kamer" gazetesinde yayınlanan söylev türündeki ilk yazılarıyla adını duyurdu. Ä°lk kitabı 3 perdelik tiyatro oyunu "Åžir" 1879'da basıldı. Ä°lk romanı olan ve kendisine büyük ün saÄŸlayan "SergüzeÅŸt" Türk edebiyatında romantizmden gerçekçiliÄŸe geçiÅŸin baÅŸarılı örneklerinden biri sayılır. Bu romanda bir paÅŸazade ile bir cariyenin aÅŸk öyküsü anlatılıır.

ROMAN: Sergüzeşt (1889)

ÖYKÜ: Küçük Şeyler (1892)

OYUN: Åžir (arslan, 1879)

SOHBET-ELEŞTİRİ-ANI: Rumuzu’l- Edeb (1900) , İclal (1923)

NABÄ°ZADE NAZIM ( 1862- 1893)

    Babasının genç yaÅŸta ölümünden sonra ninesinin yanına sığınan Ahmed Nazım'ın özyaÅŸamsal öyküsel yapıtı Yadigarlarım'dan anlaşıldığına göre, babasının içkici ve ruh hastası bir adam olmasından, annesini de küçük yaÅŸta yitirmesinden dolayı çocukluÄŸu ve ilk gençliÄŸi pek de mutlu geçmemiÅŸtir.Ninesinin yanındayken Tophane Mahalle Mektebi'ni bitirerek Salıpazarı'ndaki Fevziye Rüştiyesi'ne kaydolduysa da ,daha sonra BeÅŸiktaÅŸ Askeri Rüştiyesi ilk bölümüne girdi.Ä°dadi(lise) öğrenimini bu okulda tamamladıktan sonra yüksek öğrenimini Mühendishane-i Berri-i Hümayun'da (kara askeri mühendis okulu)yaptı ve 1884 te topçu mülazım-ı sanisi (topçu üsteÄŸmen) olarak mezun oldu;Mekteb-i Harbiye-i Åžahane'ye (genel kurmay okulu) girdi.Bu okulu da, 1886 da Erkan-ı Harbiye yüzbaşısı olarak bitirdi.BaÅŸarılı bir öğrenci olması dolayısıyla bitirdiÄŸi okulda öğretim üyesi olarak çalışmaya baÅŸladı;"yüksek cebir","istihkam"ve"topoÄŸrafya"dersleri verdi."KeÅŸif ve araÅŸtırma" yapmak üzere Suriye'de görevlendirildi.1890 da Ä°stanbul'a döndü.Bir arkadaşının aracı olmasıyla daha önce görüp sevdiÄŸi kızla evlendi.Ama mutluluÄŸa evlilik yaÅŸamında da kavuÅŸmadı;evlendikten kısa bir süre sonra kemik veremi hastalığına yakalandı.HaydarpaÅŸa Hastenesi'nde iki yıl kadar tedavi gördüyse de iyileÅŸemdi; 6 AÄŸustos 1893'te öldü ve Ãœsküdar 'da Miskinler Tekkesi yakınındaki mezarlıkta topraÄŸa verildi.

     ESERLERÄ°: Heves Ettim(ÅŸiir,1885);Minimini-yahut-Yine Heves(ÅŸiir,1886);Yadigarlarım(anı-öykü,1886) , Zavallı Kız(öykü.1890), Bir Hatıra(öykü,1890) , Karabibik(uzun öykü,1891) , Sevda(öykü,1891) ,Mini Mini Mektepli(okuma ve yazma parçaları,1891) , Hala Güzel(öykü,1891) , Haspa (öykü,1891) , Seyyie-i Tesamüh(-hoÅŸgörünün kötülüğü-uzun öykü,1892), Esatir(mitoloji,1892) , Aynalar(fizik kitabı,1892) , Zehra(roman,1896)

MUALLÄ°M NACÄ° (1850-1893)

   1850'de Ä°stanbul'da doÄŸdu. 13 Nisan 1893'te Ä°stanbul'da yaÅŸamını yitirdi. Dilin yalınlaÅŸtırılmasını savunan Tanzimat Dönemi'nin önemli ÅŸair ve yazarı. Asıl adı Ömer. 7 yaşındayken babasını kaybetti. Varna'ya dayısının yanına gönderildi. Orada medrese öğrenimi gördü. Bir yandan da Arapça, Farsça, Fransızca ve hat öğrendi. "Hulusî" mahlasıyla yazılar yazdı. Bir süre Varna Rüştiyesi'nde öğretmenlik yaptı. Sait PaÅŸa'nın özel katibi olarak Rumeli ve Anadolu'nun birçok kentini dolaÅŸtı. Ä°lk ÅŸiirlerini "Nacî" mahlasıyla 1867'den baÅŸlayarak yazdı. Ä°stanbul'a geldi. Memuriyetten ayrıldı. 1883'te Ahmed Mithad Efendi'nin önerisiyle Tercüman-ı Hakikat gazetesinin edebiyat sayfasını yönetmeye baÅŸladı. "Mesud-ı Harabî" takma adıyla yayınladığı aruzla yazılmış gazelleriyle ün yaptı. 1994'te Ahmed Mithad'ın kızıyla evlendi. Kayınpederi tarafından Tercüman-ı Hakikat'i eski edebiyat yanlılarının sözcüsü durumuna getirmekle suçlanınca istifa etti. Yazılarını, Saadet, Tarik, Mürüvvet, Mirsad, Ä°mdadü'l Midad gazeteleriyle, kendi çıkardığı Mecmua-i Muallim dergisinde sürdürdü. Galatasaray Lisesi ve Mekteb-i Hukuk'ta edebiyat dersleri verdi. Aruzla ve divan edebiyatının hemen her türünde yazdığı ÅŸiirler yüzünden eski edebiyatın temsilcisi sayıldı.

ŞİİR: Terkib-i Bend-i Muallim Naci , Ateşpare (1883) , Şerâre (1884) , Fürûzan (1885) , Sümbüle (1889) , Yadigâr-ı Naci

ELEŞTİRİ: Muallim (1886) , Demdeme (1886) , ANI: Medrese Hatıraları (1885) , Ömer'in Çocukluğu (1890-1969)

SÖZLÃœK: Lügat-ı Naci (1891-1978)  ,  ARAÅžTIRMA: Osmanlı Åžairleri (1890-1986) , Ä°stilahât-ı Edebiyye (1890-1984) , Esâmi (1890)

MEKTUP: Muhaberat ve Muhaverat (1884) , Şöyle Böyle (1884) , Mektuplarım (1886) , OYUN: Heder (ölümünden sonra, 1908)


Edebibilgiler.com 2009 ©  Her hakkı saklıdır.