CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI GENEL ÖZELLİKLERİ
1.Ulusal, yerli ve toplumsal temalar işlenmeye devam edilmiş; Atatürk Devrimleri, Cumhuriyetle gelen kazanımlar, “Milli Mücadele ruhu”, Anadolu insanının erdemi, yurt sevgisi ve doğa güzellikleri gibi konuların yanında -özellikle 1940’lı yıllardan sonra- bireysel duygular ve sorunlar da ele alınmıştır.
2.”Yenileşme” ile birlikte Batı’ya ve dünyaya açılma, çağdaşlaşma hareketi de edebiyata yansımıştır.
3.Atatürk Devrimleri ve özellikle yeni Türk alfabesinin kabulü, edebiyatımıza yeni bir çehre kazandırmış, edebiyatın halkla bütünleşmesini hızlandırmıştır.
4.Başlangıçta genellikle Halk Edebiyatı nazım biçimleri ve hece ölçüsü kullanılmış; 1940’lı yıllardan sonra “serbest şiir” yaygınlaşmıştır. Aruzu sürdürenler gittikçe azalmıştır.
5.Roman, öykü, tiyatro ve düşünce yazıları en çok kullanılan düz yazı türleri olmuş; eleştiri ve deneme türleri edebiyatımıza girip yerleşmiştir.
6.Dünya sanatları daha yakından takip edilmiş, buna bağlı olarak “gerçekçilik, toplumsal gerçekçilik, varoluşçuluk, dışavurumculuk, gerçeküstücülük, gelecekçilik” gibi akımları benimseyen sanatçılar bu doğrultuda eserler vermişlerdir.
7.Cumhuriyet Edebiyatında görülen ilk edebi hareket “ Beş Hececiler”dir.
8.Anadolu’nun kültürünü ve özelliklerini ortaya çıkarmak için “Anadolu Mecmuası” çıkarılır. (1924)
9.Cumhuriyet ideolojisini yaygınlaştırmak için “Hayat” dergisi çıkarılır. (1926)
10.1930’lu yıllarda bazı sanatçılar tarafından “Yedi Meşaleciler” adlı grup oluşturulur ve “Yedi Meşale” adlı ortak bir kitap çıkarılır. Yedi Meşaleciler, altısı şair, biri öykücü yedi sanatçının oluşturduğu bir topluluktur.
Hecenin beş şairinin yanı sıra Ali Mümtaz Erolat, Cemalettin Kamu, Necmettin Halil Onan, Ahmet Hamdi Tanpınar, Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Muhip Dranas, Ömer Bedrettin Uşaklı, Ahmet Kutsi Tecer, Cahit Sıtkı Tarancı, Behçet Kemal Çağlar gibi şairler de hece veznini kullanmayı sürdüren başlıca şairlerdir.
Hececi şiirde asıl aşamayı gerçekleştirenler Ahmet Hamdi Tanpınar, Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Muhip Dranas, Cahit Sıtkı Tarancı’dır.
11.Türk hikaye ve romanı 1930’lara kadar Milli Edebiyat etkisinde gelişir. 1930’lardan sonra toplumcu gerçekçi bir çizgiye yönelir.
12.İlk eserlerini Meşrutiyet Döneminde vermiş olan Yakup Kadri, Reşat Nuri, Halide Edip, Refik Halit gibi yazarlar en güzel eserlerini Cumhuriyet Döneminde verdiler.
13.1925 yılında Takrir-i Sükun Kanunu’nun çıkarılmasıyla edebiyatçılar suya sabuna dokunmayan konularda yazmaya başladılar. Böylece ortaya popülist bir edebiyat çıktı. Aka Gündüz, Mahmut Yesari, Osman Cemal Kaygılı, Esat Mahmut Karakurt, Güzide Sabri, Abdullah Ziya Kozanoğlu, Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu gibi yazarlar bu türden eserler verdiler.
14.Sadri Ertem 1930-1931 yılında yazdığı öykülerle toplumsal gerçekçiliğe yönelen edebiyatın ilk örneklerini verir. Sadri Ertem’le birlikte Sabahattin Ali, Bekir Sıtkı Kunt, Kenan Hulusi Koray’ın da gerçek anlamda toplumsal gerçeklikte başarıya ulaştıkları söylenemez.
15.1940’lı yıllarda şiirde hece vezni bütünüyle aşılır, öykü ve romanda “Gerçekçilik” egemen sanat anlayışı olarak yerleşir. Bu yıllarda Köy Enstitüleri açılır, Tercüme Bürosu kurulur. Tercüme Bürosu Batı klasiklerini birbiri ardınca Türkçe’ye tercüme eder. Bu yıllarda canlılık ve yenilik şiirde ve öyküdedir.
16.Dönemin üç genç şairi, 1941’de “Garip” adını verdikleri ortak şiir kitabıyla yeni bir akım başlattılar.
17.1940’lı yıllarda Garipçiler dışında gelişen yeni şiirin başlıca temsilcileri; Behçet Necatigil, Ceyhun Atıf Kansu, Cahit Külebi, Sabahattin Kudret Aksal, Necati Cumalı, İlhan Berk, Salah Birsel ve Bedri Rahmi Eyüpoğlu’dur.
18.1940-1950 yılları arasında öykü ve romanda bir durgunluk yaşanır.
19.1950’den sonra edebiyat ve sanat alanında bir çok seslilik yaşanır. Bu yıllarda Orhan Kemal, Kemal Tahir ve Yaşar Kemal, yeni bir bakış açısıyla ve köy gerçeğini değişik boyutlarıyla yansıtan köy konulu eserler yazarlar.
20.1950’den sonra ortaya II.Yeni akımı çıkar. (Garip hareketine I.Yeni de dendiği için bu harekete bu ad verilir.)
21.1952’de Ankara’da çıkarılmaya başlanan “Mavi” adlı dergide toplanan gençlerin oluşturduğu gruba Maviciler adı verilir.
22. 1930’larda Sovyet Rusya’da güçlenen “toplumsal gerçekçilik” akımı 1930’lu, 1940’lı yıllarda bizde de içten içe taraftar bulmuş; şiirde, romanda ve öyküde bu doğrultuda eserler denenmiştir.
23.İlki, 1950-1957, ikincisi 1964-1980 arası olmak üzere iki dönem yayımlanan “Hisar” dergisi edebiyatımızda özellikle şiir alanında önemli bir yere sahip olmuş, bazı edebiyat tarihçileri bu dergi etrafında toplanan sanatçıları “Hisarcılar” ya da “Hisar Topluluğu” olarak adlandırmışlardır.
24.Milli Edebiyat döneminden itibaren İstanbul dışına açılma, yurt sorunlarını işleme özelliği artmıştır. Buna bağlı olarak bazı edebiyat tarihçileri, yurt sorunlarına eserlerinde çok yer veren şair ve yazarların oluşturduğu bir “Memleket Edebiyatı Akımı”ndan söz ederler. Ancak, belli bir zaman diliminde, belli ilkeler belirlenerek böyle bir topluluk kurulmuş değildir.
|