1-İslâm inançlarıyla, Müslüman Araplar ve İranlıların oluşturduğu ortak kültür ve edebiyatın etkisindedir.
2-Dilde gittikçe yoğunlaşan bir Arapça – Farsça etkisi görülür. Bu dillerden alınmış kavram, sözcük ve tamlamalar kullanıldığı gibi, tamamen Arapça ve Farsça ile yazılmış eserler de vardır.
3-Genellikle yazılıdır. Sözlü edebiyat da İslâmî etkiler altında, halk arasında yaşamış ve gelişmiştir.
4-Yazılı eserlerin sahipleri bellidir. Anonim ürün yok sayılır.
5-Düz yazı da yaygınlaşmış olmakla birlikte, nazım türlerinin ağırlığı devam eder.
6-Nazımda; aruz ölçüsü, Arap ve İran edebiyatlarından girmiş nazım tür ve biçimleri, tam ve zengin uyak ön plana çıkmıştır. Beyit en çok kullanılan birimdir. Halk arasında dörtlük birimi ve hece ölçüsü kullanılmaya devam edilmiştir.
7.Müzik eşliği hayli azalmıştır.
8-Şiirde daha çok bireysel duygular işlenmekle birlikte, düzyazıda toplumsal konulara yönelme de görülür.
9-“Aşk” teması ön plana geçer. “Kahramanlık” teması az işlenir. Dinî konular da hem şiirde hem de düzyazıda önemli ölçüde yer alır. Tabiat teması araç olarak kullanılır.
10-Halk tabakalarıyla seçkinlerin dilleri, şiir ve edebiyat anlayışları farklılaşır. Türkçe’de çeşitli bölge farklılıkları ortaya çıkar. Bölgeler, uzak yurtlar arasında farklı gelişmeler yaşanır. Halkın edebiyatı ile seçkinlerin edebiyatı bölünmesi kendini gösterir.
|