Türklerde, sözlü edebiyat gibi yazılı edebiyatında kesin olarak ne zaman başladığı bilinmemektedir. Elimizdeki en eski yazılı belgeler VI. Yüzyıla aittir. Bu belgeler, Göktürk (Köktürk) alfabesiyle yazılmış olan Yenisey Yazıtları’dır. Elimizdeki en eski ikinci yazılı belge ise Türk dünyası için de son derece önemli olan ve VIII. Yüzyılda yazdırılan Göktürk Kitâbeleri (Orhun Yazıtları)dir. Bu kitabeler Türklerde yazılı edebiyatın da başlangıcı sayılır.
Orhun Yazıtları, Göktürk alfabesiyle yazılmıştır. Göktürk alfabesi runik - Göktürk alfabesi, İskandinavya’nın (Suryani-Arami) Run yazısına benzediği için özellikle Batılılar tarafından böyle adlandırılmaktadır.- karakter taşımaktadır. Bu alfabe 38 harften oluşmuştur. Bir hitabet şaheseri olan Orhun Yazıtları’nda, Türk hakanlarının, kavimlerini Çin egemenliğinden kurtarmak ve onların bağımsız yaşamalarını sağlamak için verdikleri mücadele anlatılmıştır.
Halen Moğolistan toprakları üzerinde bulunan Göktürk Kitabeleri üç ayrı dikili taştır. Bunlar;
Tonyukuk Anıtı: Bu anıtı, Göktürklerin dört kağanına vezirlik yapan büyük devlet adamı Tonyukuk, 720-725 yıllarında kendi adına yazdırıp diktirmiştir. Tonyukuk Anıtı, dört cepheli iki taş halindedir. Tonyukuk, bu anıtta Çin’e karşı giriştiği bağımsızlık savaşını ve hayat hikâyesini kendi ağzından anlatmıştır.
Kül Tigin Anıtı: Bu anıt, Bilge Kağan tarafından 732 yılında kardeşi Kül Tigin’in ölümünden dolayı duyduğu derin acıyı bu anıtta dile getirmiştir. Anıttaki hitabeyi, Bilge Kağan bizzat kendisi yazdırmıştır. Dört cepheli bir taş üzerine yazılmış olan bu kitâbenin batı cephesi Çincedir.
Bilge Kağan Anıtı: Bilge Kağan’ın ölümünden sonra (734) oğlu tarafından 735 yılında diktirilmiştir. Anıtta, Bilge Kağan’ın kendi ağzından anlatılanlar yazılıdır. Anıtın batı cephesinde Çince kitabe yer almaktadır.
Kül Tigin ve Bilge Kağan anıtlarını Yollug Tigin yazmıştır.
|