ANADOLU TÜRKÜSÜ
Eski içlemişler yeni özlemde durmuş,
Durmuş; gözler ki karada, eller ki ak'ta.
Kara'da az ömür, ak'ta soguk döşekler;
AglatmiÅŸ Anadolu'yu bir hain yasak,
Yasak da yasak, yasak da yasak, yasak da...
Daginik özlemler bir iç çekişte sakli,
Sakli: yagmur ki bulutta, yel ki yaprakta.
Yagmurda bereket, yelde durulu denkler;
KavurmuÅŸ Anadolu'yu bir hain kurak
Kurak da kurak, kurak da kurak, kurak da...
Körpe iççekişler bir beklenene sözlü,
Sözlü: tarla ki suda, tohum ki başakta.
Tarlada nadas, tohumda çarpar yürekler;
SarmiÅŸ Anadolu'yu bir bitmeyen merak,
Merak da merak, merak da merak, merak da...
Uzun bekletiÅŸler harmanlarla niÅŸanli,
Nişanli: ay ki gökte, güneş ki toprakta.
Toprakta gelinli kagni, gökte melekler;
AvutmuÅŸ Anadolu'yu bir kara kavak,
Kavak da kavak, kavak da kavak, kavak da...
Küçük harmanlar hep büyük çocuga gebe,
Gebe: torun ki baÅŸta, yavru ki kucakta.
Yavruda agit, torunda bütün dilekler;
BaglanmiÅŸ Anadolu'yu bir tatli adak,
Adak da adak, adak da adak, adak ta da...
|