ÂŞIK TARZI HALK EDEBİYATI

   Halk arasında âşık sözcüğüyle anılan ozanların oluşturduğu dindışı edebiyattır. Âşıklar, saz eşliğinde koşma, semai, varsağı, destan gibi nazım biçimleri düzer ve söylerler. Halkı hem eğlendirir, hem de yerine göre hikmetli, öğütlü şiirleriyle eğitirler. Başka ozanların şiirlerini (usta malı şiirleri) söyledikleri de olur. Genellikle dindışı konuları işlerler. Aşk, özlem, ölüm, gurbet gibi temalar ön plandadır. Doğa ile ilgili temalar araç olarak kullanılır. Ancak âşıkların doğaya bakışları daha gerçekçi, canlı ve somuttur. Okuma ve yazma bilen, şehirlerde yetişip tahsil görmüş olanlar arasında aruz vezniyle Divan Edebiyatı tarzında şiirler söyleyenler de görülmekle birlikte hece ölçüsünü, dörtlük birimini, koşma, semai, varsağı, destan nazım biçimlerini kullanırlar.

   Âşık Tarzının Önemli Sanatçıları:

       Köroğlu (16.yüzyıl) , Karacaoğlan (17.yüzyıl), Kayıkçı Kul Mustafa ( 17.yüzyıl), Âşık Ömer ( 17. yüzyıl), Gevherî ( 17. yüzyıl ), Ercişli Emrah (17. yüzyıl), Erzurumlu Emrah ( 19. yüzyıl), Dertli ( 1772 – 1845 ), Dadaloğlu ( 1785 – 1868 ), Bayburtlu Zihni ( 19. yüzyıl ),Seyranî ( 1807-1866 ),Âşık Veysel Şatıroğlu (1894-1973)


CÖNK

Halk edebiyatı ürünlerinin yazıldığı, bugünkü şiir antolojilerine benzer eserlere “cönk” adı verilir. Cönklerde ozanların hayatları hakkında bilgi de bulunabilir. Belli bir yönteme dayanmayan cönklere bazen büyüler, ilaç tarifleri, halk hikâyeleri gibi şiirle ilgisi olmayan şeyler de katılmıştır.

II. Âşık Edebiyatı Nazım Biçimleri:

KOŞMA

Halk edebiyatında en çok kullanılan biçimdir. Genellikle hece ölçüsünün on birli (6+5 ya da 4+4+3) kalıbıyla yazılır. Dörtlük sayısı üç ile beş arasında değişir. Şair koşmanın son dörtlüğünde adını ya da mahlasını söyler. Uyak düzeni genellikle şöyle olur:baba–ccca–ddda...


Eğer benim ile gitmek dilersen

Eğlen güzel yaz olsun da gidelim

Bizim iller kıraçlıdır aşılmaz

Yollar çamu kurusun da gidelim

...... ...... .....


Karac’oğlan der ki buna ne fayda

Hiç rağbet kalmadı yoksula bayda

Bu ayda olmazsa gelecek ayda

Onbir ayın birisinde gidelim

DESTAN

Dört dizeli bentlerden oluşan, oldukça uzun bir nazım biçimidir. Kimi destanlarda dörtlük sayısı yüzden fazladır. Genellikle hece ölçüsünün on birli kalıbıyla yazılır. Uyak düzeni koşma gibidir.baba – ccca – ddda..Destanın son dörtlüğünde şair mahlasını söyler. Konuları bakımından destanları savaş, yangın, deprem, salgın hastalık, ünlü kişilerin yaşamları, mizahi....gibi gruplanadırabiliriz.

                 Esnaf Destanı

       Nalbant oldum kırdım nalın çoğunu

       Bir katır nalladım dinle oyunu

       Meğer acemiymiş bilmem huyunu

       Çenemi teptirdim nalın sökerken


       Manav oldum elma armut tez çürür

       Cambaz oldum ip üstünde kim yürür

       Kasap oldum her gün gözüm kan görür

       Yüreğim bayıldı kana bakaraken

SEMÂİ

Hece ölçüsünün sekizli kalıbıyla yazılır (4+4 duraklı ya da duraksız). Dörtlük sayısı üç ile beş arasında değişir. Semâilerin kendine özgü bir ezgisi vardır ve bu ezgiyle okunur. Uyak düzeni koşma gibidir:baba–ccca–ddda Semâilerde daja çok sevgi, doğa, güzellik gibi konular işlenir.


İncecikten bir kar yağar                                                 Karac’oğlan eğmelerin

Tozar Elif Elif diye                                                        Gönül sevmez değmelerin

Dedil gönül abdal olmuş                                                   İliklemiş düğmelerin

Gezer Elif Elif diye                                                       Çözer Elif Elif diye.

VARSAĞI

Güney Anadolu bölgesinde yaşayan Varsak Türklerinin özel bir ezgiyle söyledikleri türkülerden gelişmiş bir biçimdir. Dörtlük sayısı ve uyak düzeni “Semâi” gibidir. Varsağılar yiğitçe, mertçe bir üslupla söylenir. Bu da dörtlüklerin içindeki “bre” “hey” “behey” gibi ünlemlerle sağlanır. Halk edebiyatında en çok varsağı söylemiş şair Karacaoğlan’dır.


Bre ağalar bre beyler

Ölmeden bir dem sürelim

Gözümüze kara toprak

Dolmadan bir dem sürelim

Behey elâ gözlü dilber

Vaktin geçer demedim mi

Harami olmuş gözlerin

Beller keser demedim mi

Karacoğlan

GÜZELLEME

   Doğa güzelliklerini anlatmak ya da kadın, at gibi sevilen varlıkları övmek için yazılan şiirlerdir.


Dinleyin ağalar medhin eyleyim

Elma yanaklımın kara kaşlımın

O gül yüzlerine kurban olayım

Dal gerdanlımın da sırma saçlımın

                                         Noksani

Yokuşa yukarı kekli sekişli

İnişe aşağı tavşan büküşlü

Düşmanın görünce şahin bakışlı

Kuğuya benziyor boynu kıratın

                                     Köroğlu

TAŞLAMA

  Bir kimseyi yermek ya da toplumun bozuk yönlerini eleştirmek amacıyla yazılan şiirlerdir.


Ormanda büyüyen adam azgını

Çarşıda pazarda insan beğenmez

Medres kaçkını softa bozgunu

Selam vermek için kesan beğenmez

                                  Kazak Abdal


KOÇAKLAMA

  Coşkun ve yiğitçe bir üslupla savaş ve dövüşleri anlatan şiirlerdir.


Köroğluyum medhim merde yeğine

Koç yiğit değişmez cengi düğüne

Sere serpe gider düşman önüne

Ölümü karşılar meydan içinde

AĞIT

   Bir kimsenin ölümü üzerine duyulan acıları anlatmak amacıyla söylenen şiirlerdir (Anonim halk şiiri ürünü olan ağıtlar da vardır).


Civan da canına böyle kıyar mı

Hasta başın taş yastığa koyar mı

Ergen kıza beyaz bezler uyar mı

Al giy allı balam şalların hani

                                  Hıfzi

MUAMMA

   Kapalı bir biçimde anlatılan bir olayın ya da bilginin okuyucu tarafından anlaşılmasını, bunlarla ilgili soruların cevaplandırılmasını isteyen bir tür manzum bilmecedir.


NASİHAT

   Bir şey öğretmek,bir düşüncenin yayılmasına çalışmak gibi amaçlarla söylenen didaktik şiirlerdir.


Edebibilgiler.com 2009 ©  Her hakkı saklıdır.